İstanbul'un en eski yerleşimlerinden olan Fatih semti, geçmiş günleriyle kalan birçok güzel mahallesiyle birlikte şehrin en önemli tarihi eserlerini de barındırır.
İstanbul'da doğmuş, büyümüş, yaşamış ve gerçek bir İstanbul aşığı kişiler bu semtin adı anıldığında onu kalbinin atışında duyar.
Boğazı ve Haliç'i, kurulduğu tepenin üstünden seyreder... Benim için yaşamak bu semte gelince saniyesinde değişir. Bildiklerim bir işe yarar ve benim bayramım burada başlar.
Semtin en önemli eserlerinden biri elbette Fatih Cami'dir. İstanbul'un ilk selatin(sultan) cami ve külliyesi, içinde medrese, misafirhane, hastane, aşevi ve kütüphane barındırmıştır. Cami'nin mimarı ise Atik Sinan'dır. İstanbul’un fethinden sonra Sultan II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) Bizans döneminde On İki Havari Kilisesi’nin bulunduğu bu tepeye, Fatih Camii ve Külliyesi’ni inşa ettirmiştir. İlk Türkçe ezan 1932'de burada okunmuştur.
Caminin arkasındaki harikulade bir türbede ise İstanbul'un fatihi Fatih Sultan Mehmed Han yatmaktadır. Bu güzel, kıymetli toprakları bize kazandırdığı için mutlaka gidip dua edip görmemiz gereken türbelerin başında gelir.
Birçok tarihi şahsiyetin gömülü olduğu Fatih Cami türbelerinde büyük Osmanlı komutanı Gazi Osman Paşa( 1832-1900) da vardır. Önemli isimler arasında bulunan tarihçi ve devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa ve gazeteci yazar Ahmet Mithat Efendi de burada yatmaktadır.
Semtin diğer önemli cami ve birkaç eseri ise
Kıztaşı, İskender Paşa Cami, Bali Paşa Cami, Mesih Mehmet (Ali) Paşa Cami, Hırka-i Şerif Cami, Amcazade Külliyesi ve Dülgerzade Cami'dir.
İstanbul'un tarih bakımından zengin birçok mahallesini barındıran Fatih, işte o " bir başka" olan gerçek İstanbul'dur. Bu zaman yolculuğu insana ne kadar kıymetli bir şehirde yaşadığını her seferinde hatırlatır.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek "Canım İstanbul" şiirinde der ki:
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Yorum Yazın
Facebook Yorum